böbrek üstü bezi hormonları fazla çalışması

Böbreküstü bezi ve Poliskşstik Over. Merhabalar. Günlerdir böbreküstü bezlerinin fazla çalışması neden olur, tümör vs yaza yaza sonunda bugün endokrine gidebildim. Ekrana baktığında bu testlerin adetliyken yapılması gerektiğini söyledi. Adet olduğumda tekrar gideceğim ve daha kapsamlı bir kan testine gireceğim. Tümör Böbreküstü bezin hastalığına çok nadir olarak rastlanır. Bu bezin cerrahi olarak çıkarılmasına neden olan ana neden bez içerisinde yerleşmiş olan ve gereğinden fazla hormon üreten bir tümör varlığıdır. Bu fazla hormon üreten tümörlerin çoğu küçüktür ve kanser değillerdir. Böbreküstü bezleri (adrenal bezler, suprarenal bezler, sürrenal bezler), üçgen biçimini andıran iç salgı (endokrin) bezleridir. Anatomik olarak böbreklerin hemen üstlerinde bulunduklarından bu adı almışlardır. Kabuk (korteks) ve öz (medulla) olarak anılan iki ayrı katmandan oluşan bezlerin temel işlevi fizyolojik gerilim (stres) karşısında kortikosteroid (kabuk Noradrenalin: Bu hormon, direk olarak kan basıncının düzenlenmesinde etkin bir rol oynamaktadır. Kortizol hormonu: Bu hormon böbrek üstü bezi hormonları arasında en önemli hormonlardan biridir. Bu hormon kişideki kan şekerinin karaciğerde depolanması sağlanır. Böylece kan içerisinde ki şeker oranı sürekli olarak dengede Her iki böbreğin üst kısmında bulunan endokrin bezlerdir. Bu bezler kabuk ve öz olmak üzere iki ana bölümden oluşur. Böbrek Üstü Bezi Hormonları Kabuk kısmından salgılanan hormonlar; Steroit yapılı hormonlardır. Bu kısımdan kortizol ve aldosteron hormonları ile bazı eşey hormonları my lecturer my husband season 2 full movie indoxxi. Osman MÜFTÜOĞLUYetersiz veya fazla çalışmaları sizi ciddi sorunlarla baş başa ve derinden seyreden bir böbrek üstü bezi yetersizliği, araya giren ateşli bir enfeksiyon ya da aşırı sıcağa bağlı terleme sonucu ani bir adrenal krize dönüşebilir. Derin bir güçsüzlük, karın, bel ve bacaklarda şiddetli ağrılar, kan basıncında ve vücut ısısında ani değişiklikler...Böbreküstü bezleri, ürettikleri hormonlarla metabolizmanızın, strese karşı cevabınızın, elektrolit dengenizin önemli ölçüde belirleyicisidir. Bu küçücük organların merkezi ve kabuksu kısımları farklı hormonlar üretmektedir. Böbreküstü bezlerinin yeterli miktarlarda hormon üretememesi, kortizol hidrokortizon aldosteron androstendion ve dehidroepiandrosteronun kanınıza ihtiyacınız kadar verilmemesi demektir. Bu durumda kan basıncınızda aşırı yükselme ya da düşme, aşırı sıvı ve elektrolit kaybına bağlı sorunlar, tüylenme, ciltte çatlamalar, yağ depolanmaları, kemik kırılganlığında artış karşı karşıya kalabileceğiniz sorunlardan sadece birkaçıdır...Üretim eksikliği yavaş ilerleyen bir süreçte oluşmaktadır. İlk belirtiler sodyum ve potasyum dengesinin bozulmasıdır. Aldosteron hormonunun üretimdeki azalma böbreklerden sodyum atılmasını azaltmakta, potasyumun kanda fazlaca miktarlarda birikimine yol açmaktadır. Asit yükünde artma bedeninizdeki asitleşme eğilimi kaçınılmazdır. Dolaşımdaki toplam sıvı miktarının azalması kan basıncında düşmeye yol azalması kan şekerinde düşmelere, güçsüzlük, yorgunluk, halsizlik, bitkinlik gibi problemlere yol açar. Beden direnci ve bağışıklık gücü azalır. Vücudun enfeksiyonlar, bedensel ve ruhsal travmalarla mücadele gücü sınırlanır. Kolayca atlatılan enfeksiyonların, ishallerin yerini derin halsizlikler, kan basıncında ani ve tehlikeli düşmeler ve bazen de şoka, komaya kadar giden tablolar BELİRTİLERİAslında sorun ilk belirtilerini uzun zamandır vermekte ama gözden kaçmaktadır Güçsüzlük, halsizlik, yorgunluk, ayağa kalkınca oluşan baş dönmeleri, denge sorunları başlangıç döneminde genellikle vardır. Avuçlardaki, dirsekler ve kalçalardaki koyu siyah renklenmeler erken dönemlerde pek fark edilmez. Alın, yüz, boyunda koyu renkli çiller, cilt rengi kaybolmuş beyazlaşmış alanların farkına varıldığında sorun oldukça bir iştahsızlık, anlamsız ve can sıkıcı bir bulantı hep vardır. Sık tekrarlayan ishaller, bu ishallerin iyice derinleştirdiği yorgunluk ve halsizlikler başka nedenlere bağlanır. Üşüme, ısınamama, baş dönmesi ve dengede zorlanma gibi belirtileri de gözden kaçırabilirsiniz! Kilo kaybı, depresif bir ruh hali, konsantrasyon ve bellek kaybı yetmezliğin ileri safhalara ulaştığının belirtilerin böbreküstü bezlerinin yetersizliğinden kaynaklandığını ilk kez Addison fark etmiştir. Böbreküstü bezi yetersizliği ile ilişkili hastalık bu nedenle onun adı ile hastalığının başlıca bilinen belirtileri dinlenme ile geçen güçsüzlük, kas zayıflığı, açlığa dirençsizlik ve kan şekeri düşmesi ile ilgili hipoglisemi işaretleridir. Dikkat kaybı, düşünme güçlüğü, bellek sorunları, sinirlilik, karakter değişmesi, uyku eğilimi... Yorgunluk, güçsüzlük, kilo kaybı zamanla daha da belirginleşir. Hastalar bazen ellerini bile kıpırdatamadıklarından, kişisel bakımlarını yapmakta zorlandıklarından yakınırlar. Bunlar ileri dönem süreli yüksek miktarda kortizon kullanan hastalarda da dikkat edilmezse böbreküstü bezi yetersizliği oluşabilmektedir. Dört-beş haftadan daha uzun süre kortizonlu ilaç verilen hastalarda, özellikle yüksek dozlarda kortizon kullanımında böbreküstü bezleri orijinal kortizon üretimini durdurup tam bir suskunluğa geçebilirler. Bu son derece tehlikeli bir durumdur. Kortizonlu ilaçların zorunlu olarak uzun süreli kullanımlarının gerektiği tıbbi durumlarda ilaç dozajının etki ve yan etki süreçlerinin uzman bir hekim tarafından planlanması ve denetlenip izlenmesi bezlerinin tümörler, enfeksiyonlar tüberküloz, ilaçlar ketokonazol kanama veya madde birikimleri Amiloidoz gibi nedenlerle tahribi de hormon üretimini tehdit edebilir, yetersizliğe yol açabilir. Çeşitli nedenlere bağlı olarak böbrek üstü bezlerinin fazla çalışması durumunun varlığının anlaşılabilmesi için dikkat edilmesi gerekenler ve tedavi detayları Çalışma hızı Böbrek üstü bezin fazla çalışması nedenleri Böbrek üstü bezlerinin çalışma hızı ihtiyacın karşılabileceği düzeyde olmalıdır. Fakat bazen çeşitli nedenlere bağlı olarak böbrek üstü bezleri fazla çalışabilmektedir. Böbrek üstü bezlerinin az çalışmasının çeşitli zararları olabileceği gibi böbrek üstü bezinin fazla çalışması durumunun da zararları bulunmaktadır. Günlük metabolizmanın normal olarak işleyişini devam ettirebilmesi için böbrek üstü bezlerinin sıkıntısız normal hızında çalışması gerekmektedir ve bu durum metabolizma için son derece önemlidir. Böbrek üstü bezlerinin çalışma sistemi hakkında bilgi vermeden önce fiziksel yapısı hakkında bilgi vermek yerinde olacaktır. Böbrek üstü bezleri iki böbreğin de üzerinde yer alan ve yaklaşık olarak 5 gram – 6 gram ağırlığında olan et parçalarıdır. Bahsettiğimiz gibi yaşamsal faaliyetlerin devam edebilmesi için son derece önemli olan böbrek üstü bezlerinin iki tanesinin de sorunsuz çalışması gerekmektedir. Böbrek Üstü Bezlerinin Fazla Çalışması Belirtileri Böbrek üstü bezlerinin fazla çalışması durumunun bezlerin dışıyla alakalı olmadığını söylemek yanlış olmayacaktır. Bezlerin iç kısmıyla alakalı olan böbrek üstü bezlerinin çok çalışması durumu urlar nedeniyle olmaktadır. Feokromositom ve medüllosürrenalom adı verilen urlardan kaynaklanan böbrek üstü bezlerinin fazla çalışması durumunun belirtileri genellikle kendisini tansiyonun sürekli yükselmesi, için başka bir duruma bağlı olmadan daralıyor olması, kusma durumunun görülmesi, kalpte başka bir hastalığa bağlı olmadan çarpıntı olması ve normalden çok fazla kansızlık tespit edilmesi gibi durumların birleşerek kriz oluşturmasıyla ortaya çıkmaktadır. Bahsettiğimiz nedenlerin birleşerek oluşturduğu krizlerde artış oluşması durumunda ölümlü vakaların görülmesi dahi ortaya çıkabilmektedir. Bu krizlerde yaşanabilecek ölümler belirtilerin birleşerek beyin kanamasına neden olması ve akciğerlerde ivegen adı verilen ödem oluşması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Böbrek üstü bezlerinin fazla çalışması durumu ne kadar fazla çalıştığı gibi kriterlere göre farklı durumlara sebep olabilmektedir. Bununla beraber böbrek üstü bezlerinin fazla çalışması belirtilerinin de saydıklarımızdan farklı olabileceğini söylemek yanlış olmayakcaıtr. Böbrek üstü bezlerinin çok çalışması durumu bayanlarda özellikle 30 – 45 yaş aralığında görülmesi halinde bayanların hormonal olarak adet döngüsünün bu yaşlarda kesilerek, bedeninde bazı bölgelerde aşırı tüylenme gibi durumların ortaya çıkmasıyla, kısa süreli aralıklarla normalden fazla kilo artışıyla, klitoris adı verilen bölgenin büyümesiyle ve sesin normalden çok fazla kalınlaşmasıyla bir erkeğe benzeme durumu yaşanmaktadır. Bahsettiğimiz yaş aralığındaki bayanlarda klitorisin adeta penise benzer bir şekilde gelişmesi ve kas yapısında serleşmeler de böbrek üstü bezlerinin çok çalışmasına bağlı olarak görülebilmektedir. Con rahatsızlığı ve aldesteron hormonunun normalden fazla salgılanması, kişinin günlük su içme ihtiyacında artış gözlenmesi gibi durumlar da böbrek üstü bezlerinin fazla çalışması belirtileri arasındadır. Böbrek üstü bezlerinin çalışmaması durumu da yaşanabilmekte ve böbrek üstü bezlerinin çalışmamasının belirtileri birbiri arasında farklılıklar göstermektedir. Tedavi Yöntemleri Böbrek üstü bezlerinin fazla çalışmasının hayati önem taşıdığını yazımızın hemen başında belirtmiştik. Bu nedenle hayati önem taşıyan bir durumun teşhisinin ve tedavi yönteminin mutlaka uzman kontrolü altında yapılması gerekliliği üzerinde durulmalıdır. Böbrek üstü bezlerinin fazla çalışması durumunun tedavisi için uzmanlar cerrahi tedavi ve radyoterapi uygulmasına gidebilecekleri gibi ilaçla tedavi yöntemlerini de denemek isteyeceklerdir. Böbrek üstü bezlerinin çok çalışması durumunun tedavisi için ilaç uygulması yapılacaksa burada tercih edilecek ilaçlar kortizol yapımını azaltan ilaçlardan seçilebilecektir. Böbrek üstü bezlerinin fazla salgılanması durumunun tümörler nedeniyle ortaya çıkması durumlarında cerrahi tedavi veya radyoterapi uygulamalarından hangisinin tercih edileceği ve cerrahi tedavi uygulması tercih edileceği durumlarda müdahale esnasında hangi adımların izlenecek olduğu tümörün yapısına ve boyutuna göre değişiklikler göstermektedir. Bazı durumlarda böbrek üstü bezlerinin fazla çalışmasının tedavisi için hem cerrahi uygulamalar hem de ilaç tedavisi birlikte tercih Adrenal bezler böbrek üstü bezleri, her iki böbreğin üzerinde yerleşmiş, yaklaşık 4 gram ağırlığında hormon salgılayan bezlerdir. Endokrin sisteminizin bir parçası olan adrenal bezler vücudunuzdaki hemen hemen her organ ve dokuya talimat veren hormonlar üretir. Adrenal bezlerden salgılanan en önemli hormonlar; kortizon, aldosteron, seks steroidleri ve katekolaminlerdir epinefrin, norepinefrin. Her bir hormonun vücutta çok önemli görevleri vardır. Adrenalin fazla veya yetersiz çalışması sonucu hayat konforunu bozan ve hatta hayatı tehdit eden hastalıklar ortaya çıkabilir. Adrenal bezin hastalıkları arasında en sık görülenler; Cushing, Aldosteronizm, Feokromositoma ve adrenal tümörleridir. Bunların yanı sıra adrenal bezin yetersiz çalışmasına bağlı hastalıklar da vardır. Ancak onların tedavisi çoğunlukla cerrahi olmadığı için burada bahsedilmeyecektir. Cushing Sendromu Cushing sendromu hiperkortikolizm, vücudun uzun süre yüksek düzeyde kortizol hormonuna maruz kaldığında ortaya çıkar. Çoğunlukla ağızdan alınan kortikosteroid kortizon ilaçlarının kullanımıyla, bazen de vücudun kendisinin gereğinden fazla kortizol üretmesi ile gelişir. Cushing Sendromunun Sebepleri Nelerdir? Cushing sendromunun sebebi kortizol hormonu seviyelerinin artmasıdır. Kortizol kan basıncının düzenlenmesine yardımcı olur, iltihabı azaltır. Kalbin ve kan damarlarının normal çalışmasını sağlar. Vücudun strese yanıt vermesine yardımcı olur. Ayrıca gıdalardaki proteinleri, karbonhidratları ve yağları kullanılabilir enerjiye dönüştürme işlemini metabolize etme düzenler. Cushing sendromu ağızdan kortikosteroid ilaçlarının uzun bir süre boyunca yüksek dozlarda alınmasıyla gelişebilir. Bazen de, vücudun kendi aşırı kortizol üretimi endojen Cushing sendromu nedeniyle olabilir. Bu durum, bir veya her iki adrenal bezin aşırı üretiminden veya normalde kortizol üretimini düzenleyen adrenokortikotropik hormonun ACTH aşırı üretiminden kaynaklanabilir. Hipofiz Bezi Tümörü Hipofiz Adenomu Beyinde bulunan hipofiz bezinin kanserli olmayan iyi huylu bir tümörü, fazla miktarda ACTH üretir. Bu hormon da adrenal bezleri daha fazla kortizol yapmak için uyarır. Buna Cushing hastalığı denir. Kadınlarda çok daha sık görülür ve endojen Cushing sendromunun en yaygın şeklidir. ACTH Salgılayan Tümör Nadiren, normalde ACTH üretmeyen bir organda gelişen bir tümör, bu hormonu aşırı miktarda salgılar. Böylece Cushing sendromu gelişir. Kanserli olmayan iyi huylu veya kanserli malign olabilen bu tümörler genellikle akciğerlerde, pankreas, tiroit veya timus bezinde bulunur. Adrenal Bez Hastalığı En yaygını adrenal adenom adı verilen adrenal korteksin kanserli olmayan tümörüdür. Adrenal korteksin kanserli tümörleri adrenokortikal karsinomlar nadirdir, ancak Cushing sendromuna da neden olabilirler. Bazen her iki adrenal bezin iyi huylu nodüler büyümesi Cushing sendromuna neden olabilir. Cushing Sendromunun Belirti ve Bulguları Nelerdir? Cushing sendromunun belirti ve bulguları aşırı kortizol seviyelerine bağlı olarak değişebilir. En yaygın görülen belirti ve bulgular şunlardır Kilo alımı ve özellikle yüzde, gövdede ve sırtta yağ dokusu birikimi; karın, uyluk, göğüs ve kol derisinde pembe veya mor çatlaklar stria; ciltte incelme ve kolayca çıkan çürükler ile yaraların yavaş iyileşmesi; akneler. Kadınlarda kıllanma, doğurganlıkta azalma ve adet düzensizlikleri görülürken, erkeklerde cinsel istekte azalma ve iktidarsızlık görülebilir. Ayrıca; şiddetli yorgunluk, kas kitlesinde kayba bağlı olarak güçsüzlük, depresyon, kaygı ve sinirlilik, duygusal kontrol kaybı, bilinç bozuklukları, hipertansiyon, baş ağrısı, osteoporoza bağlı kemik kırıkları görülebilir. Tip 2 diyabet de Cushing hastalarında görülen bir durumdur. Cushing Sendromu Nasıl Teşhis Edilir? Genel olarak hastanın şikâyetleri ve muayene bulguları sonucunda Cushing hastalığından şüphelenilir. Eğer başka bir sebeple kortikosteroid ilaç alımı varsa, sebep bu olabilir. Eğer kortikosteroid kullanımı yoksa; kanda ve idrarda kortizol seviyeleri ölçülür, hipofiz ve adrenal bezleri görüntülemek için bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans gibi yöntemler kullanılır. Gerekirse daha ileri araştırmalar da yapılabilir. Cushing Sendromu Nasıl Tedavi Edilir? Tedavinin ana hedefi vücuttaki yüksek kortizol seviyelerini düşürmektir. Bu amaçla öncelikle varsa başka bir sebeple alınan kortikosteroid içeren ilaçlar kesilir. Eğer sebep bir tümör veya büyüme ise o zaman ameliyat ile hastalıklı organların çıkartılması gerekir. Bunlar hipofiz, adrenal, akciğerler veya pankreas gibi bazı organlar olabilir. Ameliyattan sonra gerektiğinde eksik olan kortizol ilaç olarak ayrıca verilir. Hipofiz tümörlerinin ameliyatla çıkartılması olası değilse ışın tedavisi radyoterapi gerekebilir. Ameliyat ve radyoterapi işe yaramadığında kortizol üretimini kontrol etmek için ilaçlar kullanılabilir. Bazen de belirtileri ve bulguları iyileştirmek ve cerrahi riski en aza indirmek için ameliyattan önce ilaç tedavisi yapılabilir. Ancak tıbbi tedavi, aşırı kortizolün tüm bulgularını tamamen iyileştirmeyebilir. Tedaviden sonraki iyileşme süreci uzun olacağından hastaların sabırlı olunması gerekmektedir. Günlük aktiviteler yavaş yavaş artırılmalı, yeniden güç toplamak için aşırıya kaçmayan egzersizler yapılmalıdır. Beslenmede yeterince kalsiyum ve D vitamini almaya dikkat edilmelidir. Ağrı ve depresyon Cushing hastalarında sıklıkla görüldüğünden bunlar için gerekirse psikiyatri ve fizik tedavi uzmanlarından yardım istenmelidir. Primer Hiperaldosteronizm Primer hiperaldosteronizm, yüksek tansiyona yol açan hormonal bir hastalıktır. Adrenaller aldosteron adı verilen bir hormondan çok fazla ürettiğinde ortaya çıkar. Aldosteron genelde kandaki sodyum ve potasyumu dengeler. Ancak bu hormonun gereğinden fazla salgılanması vücuttan potasyumun kaybına ve sodyumun ile suyun artmasına neden olabilir. Bu dengesizlik vücudun çok fazla su tutmasına bağlı olarak hipertansiyona neden olabilir. Primer Hiperaldosteronizmin Sebepleri Nelerdir? Aldosteronun gereğinden fazla üretilmesine yol açan sebepler arasında; adrenalde iyi huylu tümör adenom, her iki adrenal bezin aşırı çalışmasına bağlı büyüme hiperplazi, nadiren de adrenal bezin kabuk tabakasında kanser ve kalıtsal hastalıklar olabilir. Primer Hiperaldosteronizmin Belirti ve Bulguları Nelerdir? Primer aldosteronizmde ortaya çıkan ilk belirti genellikle vücutta sodyum ve su artışına bağlı olarak kontrolü zor olan hipertansiyonun varlığıdır. Kalıcı hipertansiyon; kalp krizi, kalp yetmezliği ve diğer kalp problemlerinin yanı sıra inme, böbrek hastalığı veya böbrek yetmezliğine neden olabilir. Vücutta potasyumun düşmesine bağlı olarak; kas krampları, güçsüzlük, yorgunluk, baş ağrısı, aşırı susuzluk hissi ve sık idrara çıkma ihtiyacı görülebilir. Primer Hiperaldosteronizm Nasıl Teşhis Edilir? Hastanın şikâyetleri ve muayene bulguları sonucu primer hiperaldosteronizmden şüphelenildiğinde öncelikle kanda aldosteron ve renin seviyeleri ölçülür. Renin, kan basıncını kontrol etmeye yardımcı olan ve böbrekler tarafından salgılanan bir enzimdir. Ayrıca gerektiğinde tuz yükleme testi ve adrenal bezde tümör veya genişleme gibi bir durumu tespit etmek için bilgisayarlı tomografi yapılabilir. Primer Hiperaldosteronizm Nasıl Tedavi Edilir? Primer aldosteronizm tedavisi altta yatan nedene bağlıdır. Temel amaç vücuttaki aldosteron seviyesini normale döndürmek veya istenmeyen yan etkileri komplikasyonları önlemek için yüksek aldosteronun etkisini engellemektir. Ameliyat Adrenal bezde var olan tümör cerrahi olarak çıkarılır adrenalektomi. Bu ameliyat kan basıncını, potasyum ve aldosteron düzeylerini normale döndürebilir. Ameliyattan sonra hastalar yakından takip edilir ve hipertansiyon ilaçları kademeli olarak ayarlanarak zaman içinde tamamen kesilir. Aldosteron Bloke Edici İlaçlar Primer aldosteronizm iyi huylu bir tümörden kaynaklanıyorsa, ameliyat yapılamıyorsa veya yapmak uygun değilse, mineralokortikoid reseptör antagonistleri spironolakton olarak adlandırılan aldosteron bloke edici ilaçlarla tedavi edilebilir. Yaşam Tarzı Değişiklikleri Hipertansiyon ilaçları, sağlıklı bir diyet ve yaşam tarzı ile birleştirildiğinde daha etkilidir. Diyetteki sodyumun azaltılması ve sağlıklı bir vücut ağırlığının korunması için bir plan oluşturmak da faydalıdır. Düzenli egzersiz yapmak, varsa içilen alkol miktarını sınırlamak ve sigarayı bırakmak da ilaçlara yanıtı artırabilir. Feokromositoma Feokromositoma, adrenal bezde gelişen nadir ve genellikle kanser olmayan yani iyi huylu bir tümördür. Feokromositoma varlığında aşırı salgılanan epinefrin ve norepinefrin adlı hormonlar vücutta ciddi veya hayatı tehdit eden hasarlar meydana getirebilir. Feokromositomanın Sebepleri Nelerdir? Feokromositomanın sebebi tam olarak anlaşılamamış olsa da, kalp hızı, tansiyon ve kan şekerini düzenlemede etkili olan epinefrin ve norepinefrin adlı hormonların aşırı salgılanmasına sebep olan iyi huylu tümör söz konusudur. Ayrıca Multipl Endokrin Neoplazi Tip IIB, Von Hippel-Lindau hastalığı ile Nörofibromatozis 1 NF1 adı verilen kalıtsal hastalıklarla da ilişkisi vardır. Feokromositomanın Belirti ve Bulguları Nelerdir? Feokromositomanın en sık görülen belirtisi hipertansiyon ve buna bağlı baş ağrısıdır. Bunun yanı sıra; aşırı terleme, kalp atım hızının artması taşikardi, titremeler, yüzde solgunluk, nefes darlığı ve panik atak gibi belirti ve bulgular olabilir. Daha nadir olarak; kabızlık ve kilo kaybı görülebilir. Tedavi edilmeyen feokromositoma; kalp hastalığı, inme, böbrek yetmezliği, göz sinirleriyle ilgili sorunlar ve vücudun başka yerlerinde kansere neden olabilir. Feokromositoma Nasıl Teşhis Edilir? Hastanın şikâyetleri ve muayene bulguları sonucu feokromositomadan şüphelenildiğinde öncelikle kanda ve 24 saatlik idrarda adrenalin, noradrenalin veya bu hormonların vücuttaki yan ürünleri ölçülür. Bu tahliller sonucunda feokromositoma düşünülürse olası bir tümörü bulmak için bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans ve M-iodobenzylguanidin MIBG görüntülemesi yapılır. Ayrıca altta yatan kalıtsal hastalıklar için bazı genetik testler de uygulanabilir. Feokromositoma Nasıl Tedavi Edilir? Ameliyat Feokromositomanın tedavisi öncelikle ameliyatla hastalıklı adrenal veya organın çıkartılmasıdır. Ancak ameliyat öncesinde hipertansiyonu ve olası kalp rahatsızlıklarını kontrol altına almak için bazı ilaçlar kullanılır. Adrenal cerrahisi için genel cerrahlara veya genel cerrahlar arasında adrenal hastalıkları üzerine yoğunlaşan endokrin cerrahlarına başvurmak uygun olacaktır. Ameliyat Öncesi Hazırlık Bu amaçla ameliyattan önce 10 gün süreyle Cardura ve Minipress gibi alfa blokör ilaçlar küçük atardamarları ve toplardamarları açık ve gevşek tutar, kan akışını iyileştirir ve kan basıncını azaltır kullanılır. Alfa blokör tedavisinden kısa bir süre sonra tedaviye Tensinor ve Beloc Zoc gibi beta blokör ilaçlar kalbin daha yavaş ve daha az güçle atmasını sağlar ve kan damarlarının açılarak gevşemesine yardımcı olur eklenebilir. Kanser Tedavisi Feokromositomada nadiren de olsa kanser bulunabilir. Kanser saptanması durumunda tedaviye ışın tedavisi radyoterapi, ilaç tedavisi kemoterapi ve bunlarla birlikte MIBG ve peptit reseptörü radyonüklid tedavisi PRRT de eklenebilir. Adrenal Böbrek Üstü Bezi Ameliyatlarından Sonra Ne Gibi İstenmeyen Yan Etkiler Ortaya Çıkabilir? Ameliyata bağlı olarak; kanama, enfeksiyon, akciğer dokusunda kısmi kapanma atelektazi, karın derisinde kısmi kayıp nekroz, kötü yara iyileşmesine bağlı olarak yara izinin belirginleşmesi, karın duvarındaki kaslarda yaralanma ve ameliyat yerinde kan veya sıvı birikmesi gibi istenmeyen durumlar görülebilir. Karın içindeki ana atardamar aort, toplardamar inferior vena kava ve böbrek damarlarında, karaciğer, pankreas, dalak ve mide gibi çevre organlarda kanama ve yaralanmalar olabilir. Özellikle iki taraflı ameliyatlarda böbrek üstü bezlerinin yetmezliğine bağlı olarak; ateş, halsizlik, dikkat eksikliği, bulantı, kusma, uyuşukluk, karın ağrısı veya tansiyon düşüklüğü ortaya çıkabilir. Cushing sendromu olan hastalar infeksiyonlara ve pıhtı atmalarına daha yatkındır. Feokromositoması olan hastalarda tansiyon ve nabız düzensizlikleri olabilir. Nadir de olsa kan veya kan ürünleri verilmek zorunda kalınabilir. Yine nadir de olsa pıhtılaşma veya emboli atma tromboemboli ve ölüm riski de vardır. Gerektiğinde kanama, deri beslenme bozukluğu gibi bazı yan etkilerin ortadan kaldırılması ve nüksler için tekrar ameliyat kararı alınabilir. Adrenal Böbrek Üstü Bezi Ameliyatı Sonrası Dikkat Edilmesi Gereken Konular Adrenal Yetmezliği Her iki adrenal bezin alınması durumunda hormon eksikliğine bağlı olarak adrenal yetmezlik görülebilir. Belirtileri arasında en sık olarak yorgunluk, tuz ihtiyacı, kilo kaybı, bulantı, kusma ve karın ağrısı bulunur. Bu durum özellikle aşırı fiziksel aktivite, basit enfeksiyonlar ve ameliyat gibi durumlarda daha da şiddetli olarak ortaya çıkarak hayatınızı tehdit edebilir. Böyle bir durumla karşı karşıya kaldığınızda doktorunuza mutlaka daha önce adrenal ameliyatı olduğunuzu bildirmelisiniz. Beslenme Ameliyattan sonra normal beslenme düzeninize dönebilirsiniz. Adrenal ameliyatı sonrasında uyulması gereken özel bir diyet programı yoktur. Ancak genel sağlık kurallarına uygun olarak aşırı yağlı besinlerden ve sadece protein/sadece karbonhidrat gibi dengesiz beslenme şekillerinden uzak durmanız ve kilo almaktan kaçınmanız gerekmektedir. Arkadaş ortamlarında veya yazılı/görsel medyada yetkin olmayan kişilerin önerdikleri beslenme formüllerine itibar etmeyiniz. Sağlığınız için asıl tehlike, sizi yanlış yönlendiren bu tür yetkisiz kişilerdir. Vücut Temizliği Ameliyattan sonra ameliyat yerinize su gelmemesine dikkat ederek vücudunuzun geri kalan kısımlarını yıkayabilirsiniz. Doktorunuz aksini söylemedikçe Direniniz yoksa ameliyattan sonra 3. gün bütün vücudunuzu yıkayabilirsiniz. Direniniz varsa bütün vücudunuzu yıkamak için drenin çekilmesine kadar beklemeli ve dren çekildikten 3 gün sonra yıkanmalısınız. Bütün vücudunuzu yıkarken yara yerinizi ovalamayınız. Sabunlu suyun yaranızın üzerinden akıp gitmesi yeterlidir. Aynı şekilde yıkandıktan sonra silinirken de yara yerinizi ovalamadan sadece havlu ile ıslaklığını emdiriniz. Fizik Egzersiz Ameliyattan sonra hastalığına bağlı olarak gelişmiş olan kas güçsüzlükleriniz için ağır olmayan egzersizler zaman içinde kaybettiğiniz gücünüzü yeniden kazanmanıza yardımcı olacaktır. Ancak bu egzersizler için bir fizik tedavi uzmanı ile görüşerek onun gözetiminde çalışmanız gerekmektedir. Asla kontrolsüz ağır egzersizler yapmayınız ve güçlenmek için acele etmeyiniz. Patoloji Raporu Ameliyatta alınan parçalar incelenmek üzere patoloji laboratuvarına gönderilmektedir. Bu raporların çıkmasını bizzat takip ediniz ve sonucu alır almaz genel cerrahi polikliniğine başvurunuz. Cerrahınız patoloji raporunuzu konseye sunacak ve konseyde alınan karar size bildirilecektir. Konsey kararları için çağrıldığınızda karar defterinde size ait bölümü imzalamayı unutmayınız. Genel Cerrahi Kontrolleri Doktorunuz tarafından başka bir öneride bulunulmadıysa Genel Cerrahi Polikliniği’ne başvurmanız gereken takip programı şöyledir İlk kontrolünüz taburcu olduktan sonraki hafta içinde yapılacaktır. Daha sonraki kontroller size poliklinikte doktorunuz tarafından bildirilecektir. Adrenal bezler diğer bir deyişle böbreküstü bezleri, her iki böbreğin üst kutbunda yerleşmiş, sarı-yeşil renkte, yaklaşık herbiri 4-5 gr ağırlığında, 5x3x1 cm boyutlarında, anatomik komşuluğu dışında böbreklerle direkt ilişkisi bulunmayan vücudun ihtiyacı olan bazı hormonları salgılayan bir çift endokrin organdır. Adrenal bezler dış-kabuk korteks-%80 ve iç medulla-%20 bölüm olmak üzere 2 kısımdan oluşur. Dış kabuk kısmı üç tabakadan oluşur, ve her tabakadan farklı hormonlar salgılanır. Bu hormonlar 1-Aldosteron Böbrek üstü bezinin kabukkorteks kısmının en dış tabakasındanglomerulosa salgılanır ve böbrekleri etkiyerek vucudun su ve tuz dengesini sağlamaya çalışır. Sodyum ve potasyum seviyelerini kontrol ederek vucutta kan basıncını dengede tutmaya yardımcı olur. 2-Kortizol Böbrek üstü bezinin kabukkorteks kısmının orta tabakasındanFasikulata salgılanır ve metabolizmayı etkiler ve vücudun stress ve enfeksionlarla baş etmesine katkıda bulunur. 3- Dihidroksi Epiandrosteron DHEA Böbrek üstü bezinin kabukkorteks kısmının en iç bölgesinden salgılanır ve erkeklerde androjen olarak, kadınlarda ise östrojen gibi etki yaparak cinsiyet karakterlerinsaç ve kıl dağılımı,cinsiyete uygun bir şekilde vücudun şekillenmesi, ve sürdürülmesine katkıda bulunur. 4-Katekolaminler Böbrek üstü bezinin İç-Medulla bölümünde ise Katekolaminler denilen hormonlarEpinefrin-adrenalin,norepinefrin ve dopamin özellikle korku-stres ve efor durumlarında salgılanır. Bunlar kalp hızını artırır, tansiyon yükseltir, solunum sayısını artırır, gerilim ve farkındalığı üst seviyeye çekerek vucut tehlikeli durumlardan kurtulmasını sağlamaya ve bu durumu idare etmesini sağlar. Adrenal Tümörlerin sınıflandırılması Böbreküstü bezi tümörleri iyi huylu, kötü huylukanser olmak üzere iki kısıma ayrılmakta ve bunlarda kendi arasında aşırı hormon üretip üretmemesinefonksiyonel olan ve olmayan göre iki alt gruba ayrılır. Yani bu tümörler her zaman kanser anlamına gelmemektedir, çoğunlukla iyi huylu tümörlerdir. 1-İyi huylu tümörler İyi huylu adrenal tümörler, kanser değildir, başka bölgelere ve organlara yayılmazmetastaz yapmaz, nispeten küçük çaplı tümörleriadenom ifade eder, ve check-up veya tarama testlerinde tesadüfen ortaya çıkarılırAdrenal Incidentaloma 2-Fonksiyonel tümörlerAşırı hormon üreten Bu tümörler de yine çoğunluğu iyi huylu olmak üzere çok az bir kısmı kötü huylu adrenal kanserlerdir. Bunlar aşırı bir şekilde hormon üretirler ve aşırı ürettikleri hormonun cinsine göre bir klinik tablo ile hastalar gelir. Fonksiyonel adrenal tümörler genellikle tek-bir hormonu aşırı üretirler, ancak nadirde olsa birden fazla tür hormon aşırı üretebilirler. 3-Kötü huylu adrenal kanserler Adrenal kanserler nadir görülmektedir4-12/milyon insan, ve bunlar genellikle adrenokortikal yani kabuk kısmından köken alan tümörlerdir. Daha çok genetik olarak risk taşıyan ve bazı sendromlarla beraber gözükmektedir. Adrenal Tümörlerin nedenleri ve risk faktörleri Adrenal tümörlerin nedenleri tam olarak anlaşılmamıştır, ancak bazı nadir genetik durumlar riski arttırmaktadır, özellikle adrenal kanserin gelişme riskini artırmaktadır. Bunlar arasında multiendokrin neoplazi tip 2MEN-2, von Hippel-Lindau sendromuVHL, ailesel paraganglioma sendromu, nörofibromatoz tip 1, Carney kompleksi ve Li – Fraumeni sendromu sayılabilir. Adrenal Tümörlerin Belirtileri Hormon üretmeyen ve/veya küçük çaptaki tümörler genellikle hiçbir belirti vermeyebilir. Adrenal tümörlerin belirtileri, tümörün tipine ve salgıladığı hormonlara bağlı olarak değişkenlik gösterir. Yaygın belirtiler arasında kan basıncında bir artış, açıklanamayan kilo alımı, susuzluk hissi ve sık sık idrara çıkma dışında; düşük potasyum seviyesi, kalp çarpıntısı, aşırı sinirlilik, kaygı veya panik atakları, baş ağrısı, aşırı terleme, diyabet, karın ağrısı, halsizlik ve güçsüzlük, karın cildinde çatlaklar ve saçlarda aşırı büyüme görülebilmektedir. Adrenal Tümör Tipleri 1-Rastlantısal Adrenal Tümörlerİnsidentalomalar Bu tümörler hiçbir belirti vermeden, rutin sağlık taramalarında ve kontrollerde tesadüfen karşımıza çıkan tümörleri ifade eder, ki bunlar adrenal tümörlerin büyük kısmını veya başka nedenlerle BT veya MRG yapılan 50 yaşın üzerindeki insanların yaklaşık %5'inde küçük adrenal korteks tümör tanısı konulmaktadır. Çoğu %90’ı iyi huylu olsa da, küçük bir yüzdesi kötü huylukanser veya fonksiyoneldiraşırı hormon üreten ve cerrahi olarak çıkarılması gereken tümörler olabilir. Yüksek tansiyon, rastlantısal tümörlerin en sık belirtisidir. Diğer belirtiler arasında yüzde kızarmaflashing, kalp çarpıntısı, kas güçsüzlüğü ve anksiyete bulunur. 2-Aldosteronomlar Conn Sendromu Böbrek üstü bezinin kabukkorteks kısmının en dış tabakasınınglomerulosa bir hastalığı olup aşırı miktarda Aldosteron salgılanması ile karakterize iyi-huylu bir tümördür, Conn sendromu veya hiperaldosteronizm olarak isimlendirilmektedir. Aldosteron böbreklerde su-tuz tutulumuna bağlı olarak kan basıncınıtansiyon yükseltir ve potasyum seviyesini düşüren bir hormondur. Bunu tümörlerinde aldosteron aşırı bir şekilde salgılanır ve kontrol altına alınamayan yüksek tansiyona ek olarak halsizlik,şişkinlik, yoğun susuzluk hissi ve sık idrara çıkma hissine ve kanda düşük potasyum ve yüksek tuzsodyum seviyesine neden olur. Bazen tümör olmadanda iki taraflı bu tabakanın aşırı çalışmasınaBilateral adrenal hiperplazi-BAH bağlı aynı tablo yani hiperaldosteronizm-Conn hastalığı görülebilmektedir. Eğer gerekli tedaviler sağlanmazsa yüksek tansiyona bağlı felç, kalp krizi ve böbrek yetmezliği neden olabilir. 3-Adrenal Cushing Sendromu Cushing sendromu böbrek üstü bezinin yine kabuk kısmındaki orta tabakanınFasikulata tümörü veya aşırı çalışmasına bağlı ürettiği yüksek kortizol’un neden olduğu klinik tablodur. Kortizol metabolizmayı etkileyen bir hormondur ve normal koşullar altında vücudun ameliyat, yaralanma veya enfeksiyon gibi stres durumlarında vucudu korumaya ve bu streslere karşı koymasını sağlayacak metabolik olayları destekler. Tümör veya aşırı üretimin olduğu iki taraflı adrenal hiperplazide aşırı salgılanan kortizol; özellikle gövde ve yüzde yağ birikimi-santral yağlanmaya neden olurken, kollarda ve bacaklarda herhangi bir değişikliğe neden olmaz. Bu asimetrik yağ birikimi ve hızlı kilo artışına bağlı yüzde aydede görünümüne ve omuz ve sırtta buffalo hump-bufalo kamburu görüntüsüne neden olur, bu fenotipik değişiklikler Cushing sendromu için tipik bir görüntüdür. Bu bulgular dışında yine kortizol’un aşırı salgılanmasına bağlı olarak; ciltte incelme,karında ve uyluk bölgede tipik mor çatlaklarStretch, yüzde kıllanmada artış ve kıllarında fazla büyüme, huzursuzluk, aşırı sinirlilik ve depresyon,halsizlik ve yorgunluk, kaslarda incelme ve zayıflık, cinsel fonksiyon bozukluğu, kemik erimesiosteoporoz görülebilmektedir. Ayrıca tip2-diyabete, düşük potasyum seviyesine ve hipertansiyona neden adet bozuklukları görülebilmektedir. 4-Cinsiyet Hormonu Üreten Tümörler Böbrek üstü bezinin kabukkorteks kısmındaki iç tabakanınReticularis tümörü veya aşırı çalışmasına bağlı ürettiği yüksek cinsiyet hormonu- androsteronDHEA neden olduğu klinik tablodur, çok nadir görülen bir hastalıktır. Aşırı üretilen cinsiyet hormonu-androjenler; genç erkeklerde ergenliğe erken giriş, kadınlarda ise sesde kalınlaşma, kıllanmada ve saç büyümesinde artiş, yüzde akne ve adet bozuklıklarına neden olur. Bu tümörlerin diğer adrenal tümörlere göre kötü huylu-kanser olma olasılığı yüksek bulunmuştur. Yine hem cinsiyet hormonu-androjen hem de diğer adrenal hormon salgılayan tümörlerin kötü huylu-kanser olma olasılığı daha yüksektir. 5-Feokromositoma ve Paragangliomalar Feokrositoma, böbrek üstü bezinin içMedulla kısmının tümörü veya aşırı çalışmasına bağlı ürettiği yüksek Katekolaminlerin epinefrin-adrenalin, norepinefrin ve dopamin neden olduğu klinik tabloyu ifade eder. Normalde, bu hormonlar vücudun yine streslerle baş etmesine yardımcı olur ve vucudu korumaya ve herhangi bir tehlikeye karşı tetikte tutar. Fakat bu hormonların aşırı salgılandığı tümör veya hiperplazilerdeaşırı üretim durumu ilaçlarla kontrol edilemeyen yüksek tansiyona neden olur ve inme-felç gibi ciddi durumlara yol açabilir. Hatta ani ölüm riski mevcuttur. Feokrositomaların %90’ı iyi huylu tümörler olup sadece %10’u kötü huylu-kanserlerdir. Paragangliomalar ise karın, pelvis, göğüs ve boyunda bulunan bir tür nöroendokrinhormon üreten tümörlerdir. Genetik Multipl endokrin neoplazi ve von Hippel-Lindau hastalığı gibi hastalıklar feokromositoma ve diğer adrenal tümörlerin gelişme riskini artırmaktadır. Feokromasitoma ve paragangliomalarda klinik olarak terleme, başağrısı, yüksek tansiyon, kalp hızında artış ve çarpıntı, kaygı ve korku fazlalığı ve kan şekeri artışı görülebilmektedir. 6-Adrenal Kanserler Böbrek üstü bezinin tümörlerinin sadece %5-10’u kötü huylu-kanserlerdir. Adrenal kanserlerin tüm kanserlerin sadece %00,5-%02’sini oluşturur, çok nadir kanserlerdir. En sık 5 yaş altı ve 40-50 yaş grubunda ortaya kanserler oldukça haşin ve agresif seyreder, hızla yayılır ve diğer bölge ve organlara metastaz yapar ve hastada bir çok şikayet ve bulgulara neden olur. Kanserin salgıladığı hormon, yayılım ve direkt etkisine bağlı olarak hastalarda kilo alımı,sıvı tutulumuna bağlı hipertansiyon, şişkinlik ve ödem, diyabet, saçlarda anormal büyüme kıllanma, anormal cilt değişiklikleri görülebilir. Kanseri yalıdığı ve metastaz yaptığı bölgeye bağlı olarak karın ağrısı, dolgunluk hissi ve kilo kaybı görülebilir. Adrenal tümörlerin tanısı Böbreküstü bezi tümörlerini teşhis etmek için genelde ileri teknolojinin tanıdığı olanaklardan faydalanılmaktadır. Anemnez, sistematik fizik muayene ve tansiyon ve vucut ölçümlerikilo, boy vs, rutin laboratuar testleri, hormon seviyeleri ve bazı komplex hormon seviyesi ölçümleri ile normalin üstünde hormon olup olmadığını belirlenmekte ve CT, MRI ve tüm vücut PET taramaları gibi görüntüleme testleri ile anormal tümör varlığı saptanmaktadır. Gerektiğinde biyopsi tanıyı doğrulamaya yardımcı olabilir. Görüntüleme yöntemleri ile saptanan bir tümörde ilk yapılacak iş tümörün fonksiyonel mi değilmi, yani aşırı hormon üretip üretmediğine bakılır. Daha sonra bu kitlenin iyi huylumu kötü huylu-kanserimi, bunu ayrımına bunlar için Kan ve İdrar Testleri Vücutta adrenal tümörler tarafından üretilebilecek anormal hormon seviyelerini kontrol etmek için kan veya idrar testleri, bazı basit ve komplex hormon seviyeleri ölçümü gerçekleştirilir. Bazı durumlarda, 24 saatlik idrar toplanması ve bu idrarda atılan adrenal hormon atıkları seviyesi ölçümleri gerekebilir. Bu laboratuar testlerinde, kan potasyum, sodyum, renin seviyeleri aldosteronoma tanısı koymada önemlidir. Adrenal hormonlardan kortizol seviyesi ölçümü tanıda önemlidir ve yüksek kortizol seviyeleri, Cushing sendromunun varlığını gösterebilir. Kan Dopamin, norepinefrin ve epinefrin ölçümü ve idrarda bu hormonların atıklarınınmetanefrin ölçümü yapılır ve bunların yüksek olaması feokromositoma belirtisi olabilir. Yine androjen üreten bir adrenal tümörde şüpheleniliyorsa kanda DHEA olarak da bilinen dehidroepiandrosteron gibi adrenal androjen veya 24 saat idrardaki atığımetaboliti olan 17-ketosteroid seviyelerini test edebilir. Görüntüleme Yöntemleri Yüksek adrenal hormon seviyeleri adrenal bir tümörü düşündürmesi durumunda görüntüleme testleri ile tanıyı doğrulanmaya çalışılır. Adrenal tümörlerin büyük çoğunluğu başka tıbbi nedenlerden veya rutin kontrolerden yapılan görüntüleme testleri sırasında tesadüfenİnsidentaloma ortaya çıkar. Ultrasonografi Rutin yapılan ultrasonografi incelemesinde 1 cm den büyük tümörler saptanabilmektedir, çok kolay ve ucuz bir basmak bir tanı aracı olarak kabul edilmektedir. CT taramaBilgisayarlı tomografi Kontrast madde de kullanılarak yapılan bir tomografi, adrenal tümörler için net bir görüntüleme kullanılmaktadır. Manyetik Rezonans GörüntülemeMR Bu görüntüleme yönteminde kitlenin yapısı hakkında fikir elde edilir. Adrenal kanserlerde bu tümörün yaygınlığını göstermesi açısından önemlidir. Bu yöntemde radyo dalgaları kullanılmaktadır. Yine kontrast madde kullanılmaktadır. PET Tarama Kanser teşhisin önemli olan bu radyoizotop nükleer tıp incelemesinde adrenal tümörün kanserli olup olmadığını belirlemek,varsa metastaz yapıp yapmadığı veya bilinen başka bir kanserin böbrek üstü bezine yayılım yapıp yapmadığını bize göstermektedir. Ayrıca kanserin ne kadar yoğun ve aktif olduğu hakkında da fikir vermektedir. Adrenal Venöz Örnekleme Uyluktaki büyük bir toplardamardan bir stent girilerek her iki adrenal ve böbrek toplardamarında kan örnekleri alınmasına olanak tanır, bu kandan aldosteron ve renin seviyesine bakılarak aşırı hormon üretimi tümöreni bağlı yoksa iki adrenal dokusunun fazla çalışmasınamı bağlı bunun saptanması için yapılır. Çok kullanılan bir yöntem değildir. Adrenal tümörlerin tedavisi 1-Aktif İzlem ve kontrolFonksiyonel olmayan yani hormon üretmeyen ve görüntüleme yöntemlerinde kanser şüphesi göstermeyen 4 cm den küçük adrenal kitleler genellikle sadece 6-12 ayda bir aktif izlemle kontrol protokolüne alınır. Zira 4 cm den küçük tümörlerin kanser olma olasılıkları düşüktür Bazı kitleler daha sık kontrol gerektirebilir. Kontrollerde düzenli aralıklarla6-12 ay rutin kan, idrar, hormon seviyeleri ve görüntüleme yöntemleri kullanılarak yapılır. 2-CerrahiFonksiyonel olan yani aşırı hormon üretmesi nedeniyle ciddi şikayetlere neden olan veya 4 cm den büyük olan adrenal tümörler cerrahi yoldan çıkarılır, böylelikle hastalar kitlenin ürettiği aşırı hormonların yaptığı etkilerden olan; kontrol edilemeyen yüksek tansiyon,kalp krizi, kilo alımı, diyabet ve böbrek problemleri gibi ciddi uzun süreli sağlık sorunlarından korunmuş olur. 4 cm den büyük adrenal kitlelerin kanser olma olasılıkları yüksek olduğundan fonksiyonel olsun olması yine cerrahi tedavi gerekir. Cerrahi ya sadece adrenal bezindeki kitle tamamı çıkartılır veya adrenal bezin tamamı kitle ile beraber çıkarılır. Total adrenalektomi genelde adrenal bezin kötü huylu- kanserlerinde ve vücudun diğer bölgelerinde bulunan bir kanserin adrenal beze yayıldığı durumlarda tercih adreal bezi tamamen çıkarılmasının genelde diğer adrenal bezi işlevi normalse bir yoksunluk yaratmamaktadır. Diğer bütün durumlarda adrenal bezin kısmi olarak çıkarılması tercih edilebilir. Cerrahi açık veya minimal invaziv dediğimiz laparoskopikkapalı yöntemlerle gerçekleştirilir. Minimal invaziv teknik Laparoskopik yöntemler özelliklede Robotik cerrahi, adrenal bez cerrahisinde daha çok tercih edilmektedir. Teknolojik olanaklar mevcutsa Robotik adrenalektomi tümörün daha iyi görüntülenmesini ve teknik olarak daha kesin çalışma olanağı sağlar. Klasik laparoskopik ve robotik girişimle adrenalektomi açık ameliyata göre daha çabuk iyileşme ve daha az hastanede kalış süresi imkanı verir. Açık Cerrahi Açık cerrahi eğer teknolojik alt yapı yoksa veya daha önce gecirilmiş bir karın ameliyat öyküsü varsa tercih edilir. Yada büyük hacimli yaygın adrenal tümörleri çıkarmak için yine açık cerrahi kullanabilir. Böbrek üstü bezi yapı olarak kabuk kısmı olarak bilinen korteks yapıda çeşitli nedenlerle birçok hastalık meydana gelebilir. Tedavide hormon replasman tedavisi, medikal ve cerrahi tedavi gibi uygulamalar ve BebeklerdeHangi DoktorTümüBöbrek Üstü Bezi Adrenal Bez Hastalıkları Nedir?Böbrek üstü bezi adrenal bez ya da sürrenal bez olarak farklı isimlerle de tarif edilebilen bir çift bez yapısıdır. Böbrek üstü bezleri iki tane olmak üzere karın bölgesinin arka kısmında böbrek organımızın her ikisinin de üst iç kısmında bulunan ve asıl işlevi birçok hormon salgılamak olan insan vücudunun endokrin bir bezidir. Normal sağlıklı bir insanda böbrek üstü bezleri ortalama beş gram ağırlığında olmakla birlikte ortalama boyutu ise on beş metre küp üstü bezi yapı olarak kabuk kısmı olarak bilinen korteks ve iç kısım olarak adlandırılan medulla yapıları olmak üzere iki kısımdan meydana gelmektedir. Korteks olarak adlandırılan kabuk kısmı daha çok yağ içeriği sebebi ile sarımtırak renkte görünmektedir ve böbrek üstü bezinin yarısından fazlasını oluşturmaktadır. Korteks olarak adlandırılan kabuk kısmı dış taraftan iç tarafa doğru kendi içinde üç çeşit tabakaya ayrılmakta ve bu tabakalarda aldosteron, kortizol ve androjen adı verilen hormonlar üstü bezinin iç kısmında bulunan öz yapıya ise medulla tabakası denilmektedir. Medulla tabakası olarak adlandırılan iç kısım böbrek üstü bezinin hacimce daha küçük bölümünü oluşturmaktadır. Böbrek üstü bezinin medulla olarak adlandırılan iç tabakasında kromaffin hücre yapıları bulunmaktadır. Böbrek üstü bezinin medulla olarak adlandırılan iç tabakasında yerleşen bu kromaffin hücre yapılarından adrenalin ve noradrenalin olarak adlandırılan salgılar üstü bezinin kabuk kısmı olarak bilinen korteks ve iç kısım olarak adlandırılan medulla yapılarında üretilen hormon yapıları insan vücudundaki sıvı ve tuz seviyesi değerlerini düzenlemekle amacıyla kan basıncını, kan düzeyini ve kişinin tansiyonunu düzenlemektedir. Bu tabakalardan salgılanan hormon yapıları çeşitli etkilerle insan metabolizmasının çalışma ritmini dengelemekte ve düzene sokmaktadır. Böbrek Üstü Bezi Hastalıkları Tipleri Çeşitleri Nelerdir?Böbrek üstü bezleri her iki böbrek organ yapısının üst kısmına yerleşik halde bulunan iki küçük organ yapısıdır. Yaklaşık baş parmak kadar bir büyüklükte olan böbrek üstü bezinin vücutta hayati önemi bulunmaktadır. Hormon salgılaması yaptığı için endokrin bir bez olarak bilinen böbrek üstü bezi salgıladığı hormonların sayesinde insan vücudunun metabolik işlevlerinin düzenlemektedir. Böbrek üstü bezi salgıladığı hormonlar sayesinde kan basıncının düzenlenmesi, kan içeriğindeki kimyasal düzeyinin ayarlanması, kişinin vücudundaki su ve şeker kullanımı ve stres esnasında iken savaş ya da kaç cevabını verebilmesini sağlayan bir organ yapısıdır. Böbrek üstü bezi hastalıkları şu şekilde sıralanabilir ;Addison Hastalığı Addison hastalığı hastalarda ortaya çıkabilecek böbrek üstü bezi hastalıklarından biridir. Addison hastalığında vücutta ihtiyaç duyulan hormon seviyesi böbrek üstü bezlerinden yeterince üretilememektedir. Yani addison hastalığı böbrek üstü bezi yetmezliği olarak da tanımlanabilir çünkü böbrek üstü bezlerinden üretilen hormon düzeylerinde böbrek üstü bez yapısının gerekli görevlerini yerine getirememesi sonucunda problem oluşmaktadır. Addison hastalığı kişilerde çeşitli hastalıklar sonucunda meydana Üstü Bezi Tümörü Feokromasitoma Feokromasitoma yani böbrek üstü bezi tümörü böbrek üstü bezinde gelişen nadir ve sıklıkla iyi huylu yani kanserli olmayan bir tümör türüdür. Hastaların yaklaşık yüzde on luk bir kısmında kanserli olan böbrek üstü bezi tümörleridir. Böbrek üstü bezi tümörleri hastaların sıklıkla bir böbrek üstü bezinde meydana gelmektedir. fakat her iki böbrek üstü bezinde de tümör yapıları böbrek üstü bezinin dış tarafında bulunan sinir dokusunda da meydana Sendromu Primer Hiperaldosteronizm Conn sendromu yani primer hiper aldosteronizm hastalığı böbrek üstü bezinden aşırı miktarda aldosteron salgılanması ve plazma renin aktivitesi olarak adlandırılan durumun baskılanarak hastalarda hipertansiyon ve potasyum düşüklüğü olarak bilinen hipopotasemi halinin ortaya çıkması durumu hastalığı olarak tarif edilebilir. Conn sendromu hastalarda iki tipte gözlenebilir. Conn sendromu yani primer hiperaldosteronizm şu şekilde iki kısımda incelenir ;Böbrek Üstü Bezi Adenomu Primer hiperaldosteronizm olarak adlandırılabilen conn sendromunun bu tipinde böbrek üstü bezlerinde bir adenom yapısı gözlenmektedir ve bu adenom aldosteron üretimini sağlamaktadır. Tedavide cerrahi teknikler sebebi bilinmeyen Hiperaldosteronizm Primer hiperaldosteronizm olarak adlandırılabilen conn sendromunun bu tipinde böbrek üstü bezlerinden salgılanan aldosteronun neden salgılandığının sebebi bilinmemektedir. Bu tip cerrahi tedaviye yanıt vermemekte bu sebeple medikal olarak tedavi sendromu Cushing sendromu hem böbrek üstü bezi kaynaklı hem de hipofiz organı kaynaklı gelişebilecek bir hastalık tipidir. Böbrek üstü bezi kaynaklı gelişen duruma cushing sndromu adı verilirken hipofiz bezi kaynaklı cushing sendromuna cushing sendromu adı verilmiştir. Cushing hastalığında gereğinden fazla miktarda kortizon adı verilen hormon üretimi gözlenmektedir. Gereğinden fazla bir miktarda bulunan kortizon kişilerde kan şekerlerinde yükselme, şişmanlık ve benzeri birçok semptoma yol Böbrek üstü bezinde görülen hastalıklardan biri olan insidentalomalar sıklıkla farklı sebeplerle görüntüleme yöntemlerine başvuruda bulunulduğunda tesadüfi olarak ya da yapılan otopsilerde teşhis edilebilmektedir. Bu durum hastalığın sıklıkla iyi olduğunu yani semptom vermediğini göstermektedir. İnsidentolomalar eğer dört santimetreden büyük kitlelerse, yapılan teşhis teknikleri sonrası kötü huylu olduğu anlaşılmış ise ya da vücuda hormon salınımı yapıyor ise cerrahi olarak tedavisi Üstü Bezi Kanserleri Böbrek üstü bezleri yer aldıkları konum haricinde kişideki böbrek organı ile herhangi bir ilişkisi bulunmayan değişik organ yapılarıdır. Böbrek üstü bezinde iyi ya da kötü huylu tümör yapıları meydana gelebilmektedir. Meydana gelebilecek kötü huylu tümör yapılarının ya da yayılma eğiliminde olan tümör yapılarınınn kişilerde böbrek üstü bezi kanserlerine sebebiyet verebildiği bilinmektedir. Böbrek Üstü Bezi Hastalıkları Belirtileri Nelerdir?Böbrek üstü bezleri iki tane olmak üzere karın bölgesinin arka kısmında böbrek organımızın her ikisinin de üst iç kısmında bulunan ve asıl işlevi birçok hormon salgılamak olan insan vücudunun endokrin bir bezidir. Hormon salgılaması yaptığı için endokrin bir bez olarak bilinen böbrek üstü bezi salgıladığı hormonların sayesinde insan vücudunun metabolik işlevlerini düzenlemektedir. Böbrek üstü bezlerinde ortaya çıkabilecek herhangi bir patolojik durum sonucunda böbrek üstü bezleri hastalıkları meydana gelmekte ve bu durum hastalarda çeşitli semptomlara yol açmaktadır. Böbrek üstü bezi semptomları şu şekilde sıralanabilir ;Tansiyon yüksekliği HipertansiyonBaş ağrısıAğır terlemeKalp atımının hızlı olması TaşikardiHastalarda meydana gelen titreme halleriHastaların yüzlerinin solgun bir hal almasıHastalarda meydana gelen nefes darlığıHastalarda meydana gelen panik atak benzeri semptomlarHastalarda meydana gelen kaygı ve duygu bozukluğu halleriHastaların kabızlık çekmesiHastalarda meydana gelen kilo kaybı ve iştahta azalma olmasıHastalarda iştahta azalmaya bağlı gelişen açlık hipoglisemisi glikoz düşüklüğüHastalarda ortaya çıkan aşırı yorgunlukHastaların belli mukoza bölgelerinde ya da derisinde koyulaşma hiperpigmentasyonDüşük tansiyon hipotansiyonTansiyon düşüklüğüne bağlı bayılmaHastalarda tuza duyulan ihtiyaçta artma Hastaların kan şekerlerinin düşük olması hipoglisemiMide bulantısı, ishal ya da kusma haliHastalarda karın ağrısı olmasıKas ya da eklem bölgelerinde ağrı oluşumuHastaların olaylara aşırı tepki vermesi ve hastalarda gözlenen sinirlilik haliHastalarda ortaya çıkan depresyon hali ya da diğer davranış bozukluklarıHastalarda meydana gelen terlemede azalmaÖzellikle kadınlarda olmak üzere koltuk altı bölgesi ve genital bölgede kıllanma da azalma Hastaların bacaklarında şişme gözlenmesiHastalarda sık idrara çıkma şikayetiKonsantrasyon kaybı gözlenmesiHastalarda kulak çınlaması olmasıHastalarda nedensiz burun kanmaları varlığıHastalarda ortaya çıkan kas gücü kaybı Hastalarda meydana gelen çok sık susama ve artan susuzluk haliHastaların el ve ayaklarında meydana gelen karıncalanma durumuDeride çatlaklar gözlenmesiKadın hastalarda meydana gelen tüylenme hirşutizm, adet düzensizliği gelişimi ve saç dökülmesi sorunlarıErkek hastalarda meydana gelen testislerde atrofi küçülme, meme dokularında büyüme olmasıİdrarda kan gözlenmesi hematüriKemik erimesi varlığıKalıcı bel ağrısı oluşmasıKarında kitle varlığı Böbrek Üstü Bezi Hastalıkları Nedenleri Risk Faktörleri Nelerdir?Böbrek üstü bezinin kabuk kısmı olarak bilinen korteks ve iç kısım olarak adlandırılan medulla yapılarından oluşmaktadır. Böbrek üstü bezinin kabuk kısmı olarak bilinen korteks ve iç kısım olarak adlandırılan medulla yapılarından üretilen hormon yapıları insan vücudundaki sıvı ve tuz seviyesi değerlerini düzenlemekle amacıyla kan basıncını, kan düzeyini ve kişinin tansiyonunu düzenlemektedir. Bu tabakalardan salgılanan hormon yapıları çeşitli etkilerle insan metabolizmasının çalışma ritmini dengelemekte ve düzene sokmaktadır. Böbrek üstü bezlerinde ortaya çıkan bazı patolojik durumlar bu düzenin aksamasına neden olabilmektedir. böbrek üstü bezi hastalıklarına neden olabilecek durumlar şu şekilde sıralanabilir;Tümör Gelişimi Böbrek üstü bez yapılarında meydana gelebilen tümörler kişilerde böbrek üstü bezi hastalıklarına neden olabilmektedir. Böbrek üstü bez yapılarında tümör gelişimi sonucunda hastalarda hormon seviyelerinde atış meydana gelmekte ve bu durum hastalarda birçok semptoma neden olarak böbrek üstü bezi hastalıklarına neden Endokrin Neoplaziler Çoklu endokrin neoplaziler vücutta hormon ürtetimiyle görevli organlar olan endokrin sistemi organlarında tümör oluşumuna sebebiyet vermektedir. Çoklu endokrin neoplaziler böbrek üstü bezlerinde tümör gelişimine neden olarak göbrek üstü bezi hastalıklarına neden olabilmektedir. Von Hippel – Lindau Hastalığı Von hippel – lindau hastalığı vücutta birçok sisteemi etkileyebildiği gibi böbrek üstü bezlerini de etkileyebilmektedir. Von hippel – lindau hastalığının böbrek üstü bezini etkilemesi sonucu bazı böbrek üstü bezi hastalıklarının oluşumuna neden 1 NF1 Hastalığı Nörofibramatozis 1 hastalığı insan vücudunun cildinde çok tümör oluşumuna neden olabilen bir hastalıktır. Nörofibramatozis hastalığı görülen bireylerde böbrek üstü bezlerinin de etkilenmesi sonucu böbrek üstü bezi hastalıklarının ortaya çıkabildiği üstü bezi Hasarı Böbrek üstü bezinin hasarlanması sonucunda böbrek üstü bezi aktif olarak çalışamamaktadır. Hastalarda böbrek üstü bezi hasarı gelişmesi sonucunda böbre üstü bezi hastalıkları Böbrek üstü bezleri enfesiyonlardan da etkilenebilmektedir. Hastalarda meydana gelen tüberküloz hastalığı, diğer çeşitli bakteriyel enfeksiyonlar, viral enfeksiyonlar ve mantar enfeksiyonları gelişimiş sonucunda böbrek üstü bezi de etkilenerek tam görevini yerine getirme süreci aksmakta ve böbrek üstü bezi hastalıklarına neden Nedenler Otoimmün nedenler böbrek üstü bezlerini etkileyerek böbrek üstü bezi hastalıklarına neden olabilmektedir. Böbrek Üstü Bezi Kanaması Böbrek üstü bezinde çeşitli nedenlere bağlı olarak kanama halleri gözlenebilmektedir. Böbrek üstü bezlerinde kanama meydana gelmesi sonucunda böbrek üstü bezi hastalıkları ortaya Metastazları Böbrek üstü bezlerinde kanser meydana gelebileceği gibi diğer doku ve organ yapılarında gelişen kanser tipleri böbrek üstü bezine metastaz başka dokuya sıçrama yapabilmektedir. Kanser metastazlarının böbrek üstü bezinde gelişimi sonucunda böbrek üstü bezi hastalıkları meydana Hormon Yetersizliği Endokrin hormon sistemi birbiriyle etkileşim içinde bulunan bir sitemdir. Hipofiz hormonlarından bazıları böbrek üstü bezlerini etkileyerek böbrek üstü bezinin görevini yapmasını sağlatıp hormon salgılatmaktadır. Hipofiz bezinde gelişebilen patolojik durumlar neticesinde hormon yetersizliği ortaya çıkması böbrek üstü bezlerini de etkileyerek böbrek üstü bezi hastalıklarına neden olabilmektedir. Sigara Kullanımı Sigara kullanımı birçok hastalıkta olduğu gibi böbrek üstü bezi hastalıklarının da ortaya çıkmasında nedenler arasında sayılabilmektedir. Yapılan çalışmalar sigara içimi ile böbrek üstü bezi kanseri sıklığında bir alaka olduğunu ortaya Yatkınlık Böbrek üstü bezi hastalıklarının gelişiminde genetik yatkınlık oldukça önemlidir. Böbrek üstü bezi hastalıklarının gelişiminde bazı genlerin ve kromozomların hastalığın oluşumunda direk etken olduğu yapılan çalışmalar neticesinde tespit edilmiştir. Diyabet Böbrek üstü bezi hastalıkları gelişiminde diyabet varlığı oldukça önemlidir. Böbrek üstü bezi hastalıklarından bazılarının gözlenmesine diyabet varlığının neden olduğu yapılan çalışmalarca tespit edilmiştir. Böbrek Üstü Bezi Hastalıkları TeşhisiBöbrek üstü bezi hastalıklarının teşhis edilebilmesi için hastaların öncelikle şikayetleri ile Dahiliye bölümünün endokrinoloji alanına başvuruda bulunması gerekmektedir. Hekim öncelikle hastanın anamnezini almakta ve kişilerin şikayetlerini, semptomlarını dinleyerek not etmektedir. Ardından hekim hastanın şikayetleri doğrultusunda fizik muayenesini yaparak gerekli laboratuvar tetkiklerini isteyerek hastanın hastalığının ne olabileceğini bulmaya çalışır. Hekim bazı durumlarda hastalığı tespit edebilmek için kan şekeri düşüklüğü hipoglisemi testi, düşük doz ACTH adrenokortikotropik hormon sitimülasyon testi, uzun süreli ACTH adrenokortikotropik hormon sitimülasyon testi ya da glukagon stimülasyon testi gibi çeşitli testlere başvuruda bu tetkiklerden sonra gerekli gördüğü durumlarda ya da tanıdan emin olmak adına böbrek üstü bezleri ve hipozfiz bezini kontrol edebilmek için bilgisayarlı tomografi BT ya da manyetik rezonans görüntüleme MR gibi tetkiklere başvura Üstü Bezi Hastalıkları TedavisiHekim yapılan teşhis yöntemleri sonucunda böbrek üstü bezi hastalığı olduğu kesinleşen hastana nedene yönelik tedavi uygulayabilmektedir. Hekim eğer hormon yetmezliği gibi bir neden mevcut ise hastaya hormon replasman tedavisi HRT ve semptomları gidermeye yönelik medikal tedavi uygulayabilir. Ayrıca bazı böbrek üstü bezi hastalıklarının tedavisi amacıyla cerrahi tedavi yöntemlerine de başvuruda hekim önerisi dışında böbrek üstü bezi hastalıkları bitkisel tedavisine Üstü Bezi Hastalıkları Cerrahisi Böbrek üstü bezi hastalıklarından bazıları medikal ya da hormon tedavisi uygulanarak tedavi edilememektedir. Böyle durumlarda böbrek üstü bezi hastalıklarının tedavi edilebilmesi için cerrahi tedavi gerekmektedir. Hastalarda gözlenen böbrek üstü tümörlerinin tedavisinde cerrahi tedavi uygulanarak hastaların böbrek üstü bezi tümör ile birlikte çıkarılabilmektedir. Hekimler cerrahi sonrasında hastaları yakından takip ederek gerekli medikal tedavileri uygulayabilmekte ya da uygulanan medikal tedavinin kesilmesi işlemini ve Bebeklerde Böbrek Üstü HastalıklarıÇocuk ve bebeklerde böbrek üstü hastalıkları gözlenebilmektedir. Bebeklerde gözlenen böbrek üstü bezi hastalıklarından bir olan konjenital adrenal hiperplazi böbrek üstü bezlerininde belirgin bir kalınlaşma durumu söz konusudur. Konjenital adrenal hiperplazi gelişmesi sonucunda bebek ve çocuklarda hormon dengesi bozularak erkek benzeri bir görünüm oluşması meydana gelebilmekte bunun sonucunda bebeğin ilk bakışta kız mı erkek mi olduğu anlaşılamamaktadır. Bu hastalıktaki temel neden kortizol hormonun üretiminde görevli enzimlerden birinin eksikliğidir. Hekimler hastalığı tespit ettikten sonra yetişkinlerde olduğu gibi hastalığın tedavisini Üstü Bezi Hastalıklarında Hangi Doktora Gidilir?Böbrek üstü bezi hastalıklarına neden olan şikayetler sonucunda hastaların anamnezini alan, fizik muayenesini yapan ve teşhis – tanı yöntemlerine başvurarak hastalığı tedavi eden asıl bölüm Dahiliye bölümünün endokrinoloji tansiyon yüksekliği Hipertansiyon, baş ağrısı, terleme, kalp atımının hızlı olması Taşikardi, düşük tansiyon hipotansiyon, bayılma, tuza duyulan ihtiyaçta artma, kan şekerlerinin düşük olması hipoglisemi, mukoza bölgelerinde koyulaşma, derisinde koyulaşma hiperpigmentasyon, terlemede azalma, koltuk altı bölgesi kıllanma da azalma, genital bölgede kıllanma da azalma, bacaklarında şişme gözlenmesi, çok sık susama, artan susuzluk hali, Deride çatlaklar gözlenmesi, tüylenme hirşutizm, adet düzensizliği gelişimi, saç dökülmesi sorunları, testislerde atrofi küçülme, meme dokularında büyüme olması, İdrarda kan gözlenmesi hematüri, Kemik erimesi varlığı ve karında kitle varlığı gibi semptomlar varlığında mutlaka uzman bir hekime görünmesi faydalı buldun mu?10

böbrek üstü bezi hormonları fazla çalışması